Hakkımızda

Duyularımız ve onlar aracılığıyla deneyimlediklerimiz bizi insan yapan en temel unsurlar. ‘Temel’den kastımız en altta olan ama en önemli kısım. Görürüz, duyarız, koklar, işitir, dokunur ve hissederiz. Çocuklarımız ise dünyaya yeni gelmiş insanlar. Bizim alışkanlıklara dönüşen ve zamanla unuttuğumuz kokuları alır, dikkat etmediğimiz renkleri çok daha canlı görür, hiç olmadık şeylere dokunmak ve onları incelemek isterler. Çünkü duyuları henüz tozlanmamıştır; canlı, açık ve açtır öğrenmeye/keşfetmeye… Bizden tek farkları budur; henüz unutmamış olmaları.

Hepimiz gibi renklerin ve kokuların canlılığını unutacak olan bu yeni insanlara hatırladıklarında tebessüm ettirecek bir çocukluğa sahip olmaları ve çocuk kalabildikleri süreyi uzatabilmeleri için sadece onlara ait bir ortam hayal ettik. Çocuklarımızın en hatırlanası zamanlarını kokusuz, pürüzsüz ve siyah bir ekranın önünde eritmelerine gönlümüz elvermedi. Kitap sayfaları ellerine, ahşap oyuncakların tıkırtısı kulaklarına değsin; oyunlar ve atölyeler ile tüm duyularına dokunalım ve onların kahkahaları duvarlarımızı çınlatsın istedik.

Duyularımızı temel olarak kabul ettik ve çocuklarımız bu temelin üzerine duvarları kitaplardan oluşan kendilerine ait evler inşa edebilsinler diye raflarımızı çeşit çeşit kitaplarla doldurduk. Oluşturdukları evlerin çatılarına gözlem evleri kondurduk ve burayı da masallar ve eski zaman hikâyeleri ile donattık ki çocuklarımız hayal aletlerine binip başka başka dünyalara gidebilsinler.

Biz onlara yeni hayal kapıları açmak, onlara bakarak unuttuklarımızı hatırlamak ve onlardan öğrenmek istiyoruz.